Bir Rahmet ayını uğurluyoruz . Ne bahtiyar bir uğurlama! Bizden memnun ayrılıyordur inşaallah! Bizim hata ve kusurlarımızla birlikte takdim ettiğimiz ibadetleri alıp gidecek.

İnfitar Sûresinin haber verdiği, kabirlerin içi dışına çıktığı zaman nefislerimize takdim edilmek üzere.

İnşikak Sûresinin haber verdiği, yer düzeltilip içinde olanları dışarı atarak boşaltıldığı ve yerin, Rabbine boyun eğdiği zaman amel defterimizin sağımızdan verilmesine vesile olmak üzere Allah’ın izniyle.

Gâşiye Sûresinin haber verdiği, inanmış olanların yüzlerinin pırıl, pırıl olduğu ve yaptıklarından hoşnut olduğu gün bizlere birer hayır vesikası olarak dönmek üzere.

Fecr Sûresinin haber verdiği, öğüt almayanların öğüt almak istedikleri ve “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım!” dedikleri gün, hiç olmazsa bir şeyler yaptığımızın birer belgesini teşkil etmek üzere.

Furkan Sûresinin haber verdiği, gökyüzünün beyaz bulutlar halinde parçalanacağı, meleklerin bölük bölük indirileceği ve zalimlerin ellerini ısırarak “Keşke Peygamberle birlikte bir yolda bulunsaydım! Vay başıma gelene! Keşke falancayı dost edinmeseydim!” diyerek pişman oldukları ve yüzlerinin karardığı gün, en azından hicabımıza bir perde, Allah’ın merhametine sığınmamız ve günahlarımıza karşı Allah’ın affını intizar etmemiz için bir dayanak teşkil etmek üzere.

Yâsin Sûresinin ihbar ettiği, ağızlarımızın mühürlenip ellerimizin ve ayaklarımızın konuşturulacağı gün hiç olmazsa elimizin, ayağımızın ve vücudumuzun yüz akı olabilecek bir vesîle olmak üzere.

Zümer Sûresinin haber verdiği, Sur’a bir daha üflendiğinde insanların ayağa kalkıp bakıştıkları ve yeryüzünün Allah’ın nuruyla aydınlandığı, kitabın açıldığı, peygamberlerle şahitlerin getirildiği ve insanlara haksızlık yapılmadan aralarında adaletle hüküm verildiği gün, bir hukuk belgesi teşkil etmek üzere.

Abese Sûresinin haber verdiği, gülen, sevinen ve aydınlık yüzlerle, tozlanmış ve karanlık bürümüş yüzlerin toplandığı gün, yüzümüzü ak eden bir vesile olmak üzere – en azından bu umutlarla – eksiklerimizle doğrularımızla bir ibadet mevsimini daha geride bırakıyoruz.

Hiç şüphesiz orucumuz çok şey değildi. Allah’ın nimetleri, bizim O’na temayülümüzden çok daha fazla bizi ihata etmiş, kuşatmış haldedir. Ama O, rahmetiyle azı çok sayacağını, biri bin olarak değerlendireceğini, yürüyerek gelen kulunu koşarak karşılayacağını vaad eden Erhamü’r-Râhimîn olduğundan, böyle bir ibadet mevsimini hüsn-ü hâtime ile kapattıktan sonra O’ndan ümit etmemiz de, bizim kulluğumuzun en sevimli yanıdır. O’ndan ümitvârız. İnşaallah bu Ramazanımızı dünya-âhiret hayırlara ve hayırlı inkişaflara vesile kılmıştır diye içimiz umut dolu. Bayramı bu duygularla idrak edeceğiz. Niyazımız; bu ibadet ayında kazandığımız ahlâkî güzellikleri, inceliği, nezaketi ve ibadet hassasiyetini ömrümüz boyunca devam ettirebilmemizdir.

Allah, ehl-i imanın ibadetlerini kabul buyursun, tevfik ve hidayetlerini artırsın; bu arefeyi, cennet-âsâ bir baharın arefesi olarak kabul ediyoruz; Rabbimiz, baharımızı da lûtfetsin; âmin.

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazın

Yorum Yaz

To Top ↑